Optik Sınav Nedir?
Bugün bir türlü aklımdan çıkmayan bir şey oldu. Hem hayal kırıklığına uğradım hem de bir an için umutlarım filizlendi. Kayseri’nin sokaklarından birinde yürürken, adımlarım birden hızlandı. Çünkü aklımda bir sınav vardı: Optik sınav. Hani şu karşımıza çıkan minik kutucuklarda “A”, “B”, “C”, “D” şıklarını işaretlediğimiz sınav. Hani şu başımıza bela olan sınav. Ne zaman olsa, kalbim biraz hızlanır, parmaklarım hafifçe titrer. Ama nedense bu sefer farklıydı.
“Biraz Zaman Alır, Ama Sizin İçin Kolay Olacak”
Sınavın öncesi, aslında her şeyin en karmaşık olduğu zamanlardır. O an sınavı geçip geçemeyeceğimi, bu kadar çok soru karşısında nasıl bir yol izleyeceğimi bilmiyorum. Sınavın bana ne hissettireceğini, neye odaklanmam gerektiğini kestiremiyorum.
Sınav salonuna girdiğimde, içimde bir huzursuzluk vardı. Sınavdaki öğrencilerin birbirlerine bakıp birbirlerine ne kadar kaygı verici gözlerle bakmaları, aslında farkında olmadığımız bir şekilde çok daha derindi. Çünkü hepimiz bir şeyleri kaybetmekten korkuyorduk. Ancak, optik sınavın tek özelliği, aslında çok kolay bir şeye dönüşebilmesiydi. Ama bunu görmek o kadar kolay olmuyor, çünkü içimde bir yığın soru vardı: Yapabileceğim mi? Yanlış cevaplar vermeyecek miyim?
Görünüşe göre, bu sınav bir nevi hepimizin kişisel bir sınavıydı. Her biri kendi iç yolculuğunda, ama aynı amaç uğruna mücadele ediyordu. Bu, gözle görülemeyen bir dayanışmaydı. Ama bir yandan da, herkesin aynı noktada durmasına rağmen, içsel bir yalnızlık hissi de vardı. Ne de olsa, sonuçlar bizim elimize, sadece bizim düşüncelerimize, duygularımıza bağlıydı.
“Bakalım Bu Defa Ne Olacak?”
Birden, optik sınav kağıdını önümde buldum. Birkaç saniyeliğine her şeyin durduğunu hissettim. O an, sadece kağıdın üzerindeki minik kutucuklar vardı. Ne zaman bir şık işaretlesem, kalbimde bir kıvılcım gibi hissettim. “Evet, bir adım daha attım,” dedim içimden. Ama sonra o kaygılar tekrar baş gösterdi.
Bir soruyu cevaplarken, tam olarak ne hissettiğimi hatırlamıyorum. Sadece bıkkınlık vardı. Sınavın ortasında, her şeyin bana biraz daha sıkıcı gelmeye başladığı bir an vardı. Şıklar birbirine benziyordu ve ben de tıpkı her zaman yaptığım gibi “B” şıkkını işaretledim. Ama içimde bir kuşku vardı. “Yanlış yaptım, kesinlikle yanlış. Bunu doğru yapamam.”
Evet, düşüncelerimin bir kısmı sürekli korku ve şüphe doluydu. Ama bir yandan da bu sınavın sadece bir anlık olduğunu hatırladım. Hayatımın bir parçasıydı ama hayatım değildi. Bu sınav sadece bir dönüm noktasıydı ve belki de sonunda kaygılarım kaybolacaktı.
“Ve O An…”
Kağıdımda, her şey bitmişti. O an, kelimenin tam anlamıyla hiçbir şey hissetmedim. Biraz bekledim, nefesimi tuttum, sonra karşımda bekleyen kağıdıma baktım. O minik kutucuklar, her birinin içinde bir anlam taşıyor gibiydi. O kutucukları işaretlemek, sanki bana bir şeyler öğretiyordu. Her biri, gözlerimi bir parça daha açıyordu. Belki de sınavın en öğretici tarafı buydu: sadece cevapları bulmak değil, onlara nasıl odaklanacağını öğrenmekti. Kendi iç yolculuğumda, sadece bir kutucuk işaretlemek değil, o kutucuğa ait soruyu anlayarak cevap vermekti önemli olan.
Kağıdımı teslim ettim. Başımı öne eğip, odayı terk ettim. Biraz öfkelendim. Ama sonra kendimi şöyle avuttum: “Zaten bir sonraki sınavda yine aynı şeyleri yapacağım. O yüzden çok fazla kafaya takmanın anlamı yok.”
O an, aslında ne kadar büyük bir anlam taşıdığı fark edilmemişti. Çünkü o sınav sadece bir küçük adım, bir küçük parça idi. Ama bu parça, bir gün, yaşamın büyük resminin bir parçası olacaktı.
Sonuç: Sınavı Geçtim Ama Ne Oldu?
İçimde bir kırgınlık vardı. Sınavı geçip geçmediğimi hemen öğrenemedim. Ama o sınavın bana kazandırdığı şey, sonuçları değil, sınavın içinde öğrendiğim duygulardı. Ben o sınavda sadece soruları çözmekle kalmadım, bir parça daha büyüdüm. Sonuçta optik sınav nedir? Soruları işaretlemek, doğru ya da yanlış cevabı bulmaktan çok daha fazlasıydı. Bir sınav, insanın iç yolculuğunu sorgulamasıydı. Kendisini anlamasıydı.
Sınav sonucum ne olursa olsun, o anı yaşayarak büyüdüm. Sınav sadece kağıt üzerinde değil, yüreğimde, kalbimde de bir iz bıraktı.