İçeriğe geç

Övgü zıt anlamı nedir ?

Övgü Zıt Anlamı Nedir? Bir Gencin Duygusal Yolculuğu

Hayatımda bazen kelimelerin ne kadar güçlü olduğuna şaşırıyorum. Özellikle de övgü gibi kelimeler… Bir insanın seni ne kadar sevdiğini, ne kadar değer verdiğini bir övgüyle anlayabiliyoruz, değil mi? Ama ya zıt anlamlısı… O zaman ne oluyor? Kayseri’de yaşıyorum, 25 yaşımdayım ve duygularımı yazmak benim için bir rahatlama yöntemi. Bu yazıda, övgü ve onun zıt anlamını bir olay üzerinden, kendi içimde yaşadığım duygusal yolculukla anlatmak istiyorum.

Beni Hiç Unutmadın, Değil Mi?

Bir gün, sabah işe gitmek için evden çıkarken telefonum çaldı. Arayan, eski bir arkadaşım, Hasan’dı. Yıllar önce aynı okulda birlikteydik, ama hayatın getirdiği değişiklikler yüzünden iletişimimiz azalmıştı. Aradı, sesindeki samimiyeti hemen hissettim. “Bir kahve içmeye ne dersin?” dedi. Çok heyecanlandım, çünkü yıllar sonra bir arkadaşımın beni düşünmesi gerçekten çok özel bir şeydi. Tabii ki, hemen kabul ettim.

Kahve içmeye gittiğimizde, sohbetimiz çok doğal başladı. Çocukluk yıllarımızı, eski arkadaşlarımızı, gülüp eğlendiğimiz zamanları konuştuk. Sonra birden Hasan, bir konuda takıldı. “Bunu neden hep yapıyorsun?” dedi, yüzü ciddi. “Hep kendini küçümsüyorsun. Hani bir konuda başarılı oluyorsun, hemen geçiyorsun, kutlamıyorsun, başkaları da seni kutlamıyor.”

İlk başta şaşırdım. Ne demek istiyordu? Benim sürekli kendimi küçümsememi mi? Gerçekten öyle miydim? O an içinde bulunduğum ortamda kafamda bir sürü soru döndü. “Övgü zıt anlamı nedir?” diye düşündüm. Çünkü bana söylediği şey, doğruyu söylemek gerekirse, bir tür “zıt anlamlı övgü” gibiydi. Hasan beni bir anlamda yargılıyordu ama doğruyu da söylüyordu, çünkü bu beni kıran, ama bir o kadar da uyandıran bir cümleydi.

Zıt Anlamlısı: Küçümseme

Hasan’ın söylediği sözler, içimde fırtınalar kopardı. Hemen kendi içimde “Beni neden küçümsüyorsun?” diye düşündüm. Ama bu sadece bir savunma mekanizmasıydı. Bunu kabul etmem gerekiyordu. Belki de gerçekten başarımı kutlamayı, övgüyü hak etmeyi unutan biriydim. O an gözlerim dolmuştu, hatta sesim titredi, ama bunu Hasan’a hissettirmemek için zorla güldüm. “Hayır,” dedim, “belki sadece fazlasıyla mütevazıyım.” Fakat, bir yanımda o kadar büyük bir kırıklık vardı ki, “Övgü zıt anlamı nedir?” sorusu kafamı meşgul etmeye başladı. Hani bazen insan kendini övmeyi unutuyor, değil mi?

Hasan devam etti, ama bu kez tonu biraz yumuşamıştı: “Gerçekten çok yeteneklisin, ama sadece başkaları seni fark etsin diye değil, kendin için bir şeyler yapmalısın.” O an, “Evet, aslında doğru söylüyor,” dedim içimden. Ama bir yandan da “Ama neden bunu görmek bu kadar zor oluyor?” diye kendime sordum. İnsanlar hep övgü beklerken, bazen birinin seni küçümsemeden gerçekten değerini fark etmesi ne kadar zor olabiliyor.

Küçük Bir Kırılma Anı

O gün, o kahve sırasında bir şey değişti. Hasan bana bir övgüde bulunmuştu, ama zıt anlamıyla, bir eleştiri gibi. “Kendini küçümseme, bunu hak etmiyorsun,” demişti. O an anladım ki, insan bazen sadece başkalarının olumlu sözlerine değil, kendi içindeki güce ve değere de inanmak zorunda. Hayal kırıklığına uğradım, ama aynı zamanda bir umut da hissettim. Belki de uzun zamandır kendimi ifade etmekte zorlanıyordum ve Hasan’ın söyledikleri, beni sadece yargılamak için değil, aynı zamanda bana bir şeyler öğretmek içindi.

İçimden geçenleri düşünürken, gözlerimi Hasan’dan ayıramadım. İçimden “Hayat bu kadar basit mi, yoksa ben hep daha karmaşık hale mi getiriyorum?” diye sordum. O an, o eski arkadaşımın bana söylediği sözlerin bana nasıl dokunduğunu fark ettim. Belki de bu kadar basit ve net olmalıydım: “Beni anlamanı istiyorum, ama önce kendimi anlamam gerek,” diye düşündüm.

Sonuç: Övgü Zıt Anlamı Arasında

O günden sonra, Hasan’ın söylediklerini sürekli hatırladım. “Övgü zıt anlamı nedir?” diye sorarken, aslında bu soruyu kendime de sordum. Zıt anlamlı bir övgü, aslında çok güçlü bir şey olabilir. Bazen bizi kıran sözler, gerçekten bizi uyandıran, kendimize gelmemizi sağlayan, yavaşça inşa ettiğimiz duvarları yıkan türden olur. Övgü ve küçümseme arasındaki fark, bazen sadece nasıl hissettiğimizle alakalıdır. Birine söylenen söz, övgü gibi gelebilir, ama bir yargı da olabilir.

Benim için, o kahve içme anı, sadece bir arkadaşla yapılan basit bir sohbetten fazlasıydı. O an bana şunu öğretti: İnsan önce kendini tanımalı ve en önemli övgüyü, önce kendi içindeki güce vermeli. Hayat bu kadar basit ve net olmalı. Bunu öğrendim, hem de derinden.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
https://grandopera.bet/ilbetgir.netbetexper girişbetexper yeni giriş